2002 yılında kimilerine göre tesadüf olarak görülse de büyük
bir başarıya imza atıp Dünya Kupası'nda 3. olduk. Oynadığımız maçlarda
en azından karşılaştığımız rakiplerden daha iyi takım olduğumuzu
gösterdik. Karşılaştığımız takımlar arasında bize göre daha iyi olarak
görülen tek takım Brezilya'ya karşı da çok iyi maçlar çıkarmamıza rağmen
maalesef kazananamış, belki de bir final hatta dünya şampiyonluğundan
olmuştuk.
Başarılı olan kadroya baktığımızda 2000 yılında
Galatasaray'ın yakaladığı UEFA kupası şampiyonluğunda başrolde olan
futbolcuların çoğunlukta olduğunu hatta neredeyse takımın %80'ini
oluşturduğunu görüyoruz. Kalede o sıralarda Fenerbahçe'nin kalesini
başarıyla koruyan Rüştü Reçber'i, lejoyner olarakta Bayer Leverkusen'de
Şampiyonlar Ligi finali gören Yıldıray Baştürk'ü görüyoruz. Teknik
direktör olarak karşımıza her ne kadar Şenol Güneş çıksa da takımın
futbol mentalitesinin oluşmasında Fatih Terim'in katkıları oldukça fazla
görünüyordu. Ama milli takımın başarısındaki asıl etkenin bireysel
olarak futbolcuların çok kaliteli ve uzun süredir birlikte
oynuyor olmalarıydı.
Sene 2008'i gösterdiğinde yine
Galatasaray ve Fenerbahçe ağırlıklı bir kadro, yine Fatih Terim ve doğal
olarak yine başarı vardı. Bu turnuvada Rüştü yerini yavaş yavaş
Volkan'a bırakıyor, Kaptan Bülent'in yerine Servet monte oluyor, Hasan
Şaş'ın boşluğunu Arda, Tugay'ın yerini Mehmet Aurelio dolduruyordu.
İlhan Mansız'dan sonra Beşiktaş'tan forvet Nihat ve bu seferki lejyonerimiz
ise Hamit olarak göze çarpıyordu. Forvetimizde ise kulübünde nöbetçi
olup milli takımda harikalar yaratan Semih ve yine aynı takımdan Tuncay bulunuyordu.
Şimdi ise sıra 2014 Dünya Kupası'na geldi. Oluşacak kadroya
bakarsak;
Volkan-Gökhan-Semih-Egemen-İsmail-Hamit-Selçuk-M.Topal-Nuri-Arda-Burak
onbirinin muhtemel olduğunu görüyoruz. Bu kadroda Fb-Gs dışında takımda
görünen isimler lejyoner Nuri Şahin ve İsmail Köybaşı. Onun da yerininin Hasan Ali Kaldırım tarafından tehdit edileceği apaçık ortada. Beşiktaşlı forvet geleneğini bozmayacak isim ise Mustafa Pektemek olarak dikkat çekiyor. (Arda ve Emre'yi lejyoner saymamamın sebebi henüz yurt dışına çıkmaları ve uzun süredir bu kadronun içinde yer almalarıdır.)
2002 ve 2008 yılında yakalanan başarılara
baktığımızda futbolcuların bireysel olarak kaliteli olmalarının, sürekli birlikte oynamalarının ve birbirini tanımalarının oldukça
etkili olduğunu görüyoruz. Ayrıca takımın büyük bölümünün yine Fatih
Terim tarafından çalıştırılıyor olması büyük avantaj. Bence 2014
elemelerinde ve eğer gidersek finallerde bu durumlar takımın başarısında
olumlu yönde etki edecek.
Ayrıca yakalanan
başarılarda takımın başında bir Türk teknik direktör olması da başarı
şansımızı artırıyor. Abdullah Avcı; Şenol Güneş, Mustafa Denizli ve
Fatih Terim'den sonra milli takım için biçilmiş kaftan olarak görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder