20 Mayıs 2013 Pazartesi

Hepsi Altın 11 Adam



     Her sezon sonunda o senenin öne çıkan futbolculardan bir takım oluşturmak klasiktir. Ben de modaya uyup kendi gönlümdeki "Altın 11" i oluşturmaya karar verdim. Ancak bu takım oluşturulurken hakettikleri halde dışarıda kalan çok isim olabileceğinden birer gümüş, bronz ve genç yetenek on birlerini oluşturacağım yazılar yazmayı da planlıyorum. Gelin biz klasik olan altın on birle işe başlayalım.

      Kaleye şu anda sadece Türkiye'nin değil dünyanın en iyi kalecilerinden biri olarak gösterilen ve bu sene de şampiyonluğun kazanılmasında ve Şampiyonlar Liginde çeyrek finale kadar yükselinmesinde önemli paya sahaip olan Muslera'yı yazıyorum.

      Defansın ortasında Fenerbahçe'nin Avrupa yürüyüşnde attığı kritik gollerle önemli katkıda bulunan, sakatlanmasa belki ligde de çok daha fazlasını sağlayabilecek bir isim var. Yıllardır çizgisini bozmadan istikrarlı bir performans sergileyen Egemen Korkmaz ikilinin biri. İkinci isim ise bir Anadolu takımından üç büyüğüye yeni transfer olmasına rağmen gerek lig, gerek Avrupa maçlarında sanki yıllardır Galatsaray'da oynuyormuşçasına sakin görünen Dany var. Sağ bek için tercihim ise takımı için canını bile verebileceğini gösteren, tekmeye kafa uzatan Gökhan Gönül. Sol bekte ise Eskişehirspor'un bu kadar puan toplamasının en büyük nedenlerinden biri olan, gerçek sol bek Dede var.

      Orta sahaya herkesin ilk yazacağı ismi bende hemen yazayım, Selçuk İnan. Selçuk hakkında uzun cümleler kurmaya gerek duymadan hemen partnerine geçeyim. Bursaspor'un 4. kez üst üste Avrupa kupalarına katılmayı garantilerken Batalla ile birlikte büyük paya sahip olan Arjantinli Belluschi. Gösterişsiz ama verimli futbolu Bursaspor'un orta sahasını derleyip toparlamasını sağlıyordu. Orta sahadaki diğer ismimiz ise tartışmasız Batalla idi. Selçuk hakkındaki düşüncelerim Batalla için de geçerli olduğunu söyleyip forvete geçeyim.

       Forvete yazılacak çok isim var ancak ben golcünün skor yapanını sevdiğimden tercihlerim gol ortalamaları yüksek isimler olacak. İlk önce transfer edildiğinde çoğu kişinin burun kıvırdığı, hele bir kaç maçta etkisiz göründüğünde neredeyse topa koyduğu ancak daha sonraki performansı ile herkesi utandıran Burak Yılmaz'ı yazmalıyım. Oynadığı 35 maçta kaydettiği 32 gol neden bu takımda bulunması gerektiğini anlatıyor. Yanlarına ise Akhisar'ı tek başına sırtlayan Gekas ve Kasımpaşa'nın Türkiye standartların çok üstünde olan forveti Uche'yi ekleyelim. Uche'nin 35 maçtaki 20 golü ve Gekas'ın 15 maçtaki 12 golü altın on birde olmayı ne kadar hakettiklerini gösterir cinsten.

       Teknik direktörlük koltuğuna ise 15. sırada aldığı takımı 5. sıraya yükselten Prosinecki'den başkasını yazmak galiba Prosinecki'ye ayıp olur.

Cumali Öncalır
http://concalir.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder