18 Mayıs 2013 Cumartesi

Öğretmenim, Onlar Önce Maymun Muydu?




    Bu hafta meslek hayatımdaki en zor sorulardan birini duydum. Anlaşılan bir haftadır televizyon ekranlarındaki muz ve siyahi futbolcu görüntüleri benim öğrencilerin de kafasını karıştırmış olacak ki "onların" yani bize göre sadece ten rengi değişik olan insanların geçmişini merak etmeye başlamışlardı.

      Tabi bu soruya cevap vermek, öyle olmadıklarını anlatmak bile başlı başına zor bir durum iken, geçmişinin maymunlukla alakası olmayan bu insanlara neden böyle davranıldığını anlatmak işin asıl zor ve üzücü kısmıydı. Öğrencilerime verdiğim "Rakip takım oyunsu diye dalga geçiyorlar" cevabından sonra onlar da bana daha önce öğrettiğim kimsenin fiziksel eksikliği yada özürü ile dalga geçmeyin cümlesini hatırlattılar.Ama gel gelelim ki siyahi olmak herhangi bir fiziksel eksiklikte değildi. Netice itibariyle dilimin döndüğünce konuya anlatmaya çalıştım ve umarım başarılı olmuşumdur.

     Statta yaşanan muz olayını Fenerbahçe kulübüne mal etmek elbette doğru değil. Kulübün böyle bir politikası olmadığını kadrosundaki önemli futbolculara baktığımızda anlarız zaten. Ancak bu konuda kamuoyunun kulüpten beklediği şey çok açık. Senin ismini karalayan, insanlık dışı davranan bu adamlar kimse alma bir daha stada. Uzaklaştır şanlı geçmişinden bu asalakları. Bu taraftarların bir daha stada alınmayacağı ile bir açıklama yapsın, gözümdeki en saygıdeğer kulüp Fenerbahçe olmazsa namerdim.

     Gelelim o gecenin asıl kahramanları futbolcu görünümlü çapulculara. Güya iki profesyonel milli futbolcu birbirlerine küfür ediyor, boğazlarına sarılıyor, birinde eldiven olduğundan yapamıyor ama öbürü diğerine tırnaklarını geçiriyor. Emre-Melo karakterlerine uygun etrafa salyalarını savuruyor. Aylar önce benim ailem çocuklarım var diyen Meireles sanki Türk halkının ailesi, çocukları yokmuş gibi orasını burasını sergiliyordu. Hasan Şaş el hareketi yapıyor,tribünler Anneler Günü'nde koro halinde Şaş'ın annesine sövüyordu. Ve sonunda bir genç formasının renklerinden biri farklı diye öldürülüyordu.
 
    O gece herşey biter, artık futbolun kahramanları kendilerini milyonların izlediğinin farkına varır ve kendilerine çeki düzen verir derken sabah yine demeç savaşının içine uyanıyorduk. Sabri Volkan'ı dışarıda sövse ölümle tehdit ediyor, Volkan ölen çocuk için "Üzüldüm, ama yapacak birşey yok bizde böyle" diyordu. O anda ikisinin de suratına ve adamlıklarına tükürmek için neler vermezdim. Neyse içimde bu tarz futbolcular için beslediğim duygu ve düşünceleri yazmasam daha iyi olacak.
   
    Ancak artık kine ve nefrete doyduk. Bu işin bir şekilde çözülmesi lazım.  Buradan yetkililere seslenip sesimi yormayacağım. Çünkü parayı bir kenara koyup, insana değer veren bir yönetici olabileceğini düşünmüyorum. Bu işi çözersek biz çözeriz. Benim gibi evinde oturup maçını izleyen, ayda yılda bir stadyuma gidip bunu hayatı boyunca unutamayan futbol sevdalıları çözer.Yukarıdaki baronlar çok sıfırlı banka hesaplarına yeni sıfır eklerken senin, benim çocuğum onun uşağı olmamalı. Sergiledikleri arada futbol kırıntısı lanet şovları izlemek, izlemek için para ödlemek ve böyle ucubelerin varlıklarını devam ettirip, ettirmemek bizim elimizde. Gidin aboneliklerinizi iptal edin, storelara uğramayın, Stadyumlara gitmeyin, kombine almayın, kanallarını izlemeyin, taptıkları parayı onlara vermemeyin yada ne yapabiliyorsan onu yapın. Yapın ki varlık sebepleri olan taraftarların artık mevcut durumlarını istemediklerini anlasınlar ve kendilerine çeki düzen versinler.

Cumali Öncalır
http://concalir.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder