5 Şubat 2013 Salı

Aynı Evden İki Dev




               Almanya' nın Bavyera eyaletinin küçük bir köyü olan Herzogenaurach köyünde dünyaya gelen Adolf ve Rudolf kardeşler babalarının zanaatini devralmış ve ayakkabıcılık yapmaya başlamışlardı. İkisi de futbolla ilgileniyor ve ayakkabı tasarlamayı seviyorlardı. 1920 yılında Adolf tarafından üretilen ilk koşu ayakkabısından  dört yıl sonra kardeşi de işe dahil oluyor ve "Dassler Brother Shoe Factory"  ismi ile ortaklık başlıyor.  Adolf Dassler tarafından ayakkabılara verilecek marka, çok da yaratıcı olmayan bir şekilde ad ve soyadının ilk heceleri  Ad ve Das'ın birleşimi ile oluşan "Addas" olarak konuluyor. Fakat o sıralarda hizmet veren bir çocuk ayakkabı üreticisi ile aynı olan markanın ortasına bir "i" harfi eklenerek sorun ortadan kaldırılıyor.



               İlk kez 1928 Amsterdam Olimpiyatlarında boy gösteren ayakkabı asıl patlamayı 1936 Berlin Olimpiyatlarında Adolf Dassler' in girişimleri ile zamanın ünlü Amreikalı atleti Jesse Owens tarafından giyiliyor. Jesse Owens ayağındaki siyah Adidas' larla tam dört altın madalya kazanınca  Adolf Dassler ile ayakkabısı gazetelerde boy gösteriyor. Artık marka ve Adolf Dassler ismi, köylerini aşıp tüm dünya tarafından tanınır hale geliyor ve dünyanın dört bir tarafından siparişler gelmeye başlıyor. 1937 yılından itibaren on bir spor dalı için otuz farklı ayakkabı üreten ve yüzden fazla işçiyi istihdam eden fabrikada  2. Dünya Savaşı' nın başlaması ve Hitler' in kararı ile  artık ayakkabı değil tank-savar mermileri üretilmeye başlanıyor ve tahmin edileceği gibi en büyük müşterileri Amerikalılar oluyor.


               Savaş başlamadan önce iki kardeş arasında başlayan anlaşmazlıklar ve markanın lansmanı sırasında daha arka planda kalan Rudolf, ortaklıktan ayrılarak kendi markasını kurmaya karar veriyor. İki kardeşin ayrılmalarının sebepleri arasında tasarım konusundaki farklı düşünceleri ve eşleri arasındaki uyumsuzluk olarak gösterilse de asıl sebebin siyasi olarak iki ayrı kutupta olmaları düşünülüyor. Savaşın bitimiyle "Ruda" markasıyla kendi fabrikası kuran Rudolf, sonraları reklamcıların tavsiyesiyle markasını şimdiki bilinen adıyla "PUMA" olarak değiştiriyor. Marka ilk başlarda kardeşininki kadar ünlenemese de 1954 Japonya Olimpiyatlarında Alman atlet Heinz Fütterer tarafından giyiliyor, 4x100 metrede dünya rekoru kırıyor ve şu anda bildiğimiz şekliyle ünleniyordu. Almanya'da Hannover 96, dünyada ise Brezilya milli takımı  ile ünlenen markanın, Pele ve Eusebio gibi isimler tarafından dünya kupalarında giyilmesi ile artık Adidas'tan farkı kalmıyor ve dünyanın en iyi spor giyim markalarından biri haline geliyor.


             Daha sonra her iki markada kardeşlerin çocukların tarafından yönetilmeye devam ediyor fakat babaları gibi başarılı olamayınca birkaç kez el değiştiren markalar şimdi yeni sahiplerin elinde ama yine aynı ünleriyle yolculuklarına devam ediyor. Üç çizgi ve vahşi kedi şekillerin aynı evde yaşayan iki insan tarafından yaratıldığını düşününce hayatın ilginç hikayelerle dolu olduğunu bir kez daha anlıyoruz.

 
            Cumali ÖNCALIR
            http://concalir.blogspot.com
            http://ttk.sporx.com/blog/?action=user&id=132078         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder