13 Mart 2013 Çarşamba

Az Olsun, Hep Olsun


       Birinci Schalke maçından sonra oluşan ortamın, Galatasaray için çok da olumsuz olmadığını ve turun ortada olduğunu söylemiştim. Kuradan sonra Schalke'nin çantada keklik olduğu zannedilerek yapılan yorumlar, ilk maçta alınan 1-1'lilk skorla kaybedilen avantaj sonrası eleştiriye dönüşmüştü. Drogba-Sneijder transferlerinin gereksiz, başarısız olduğu söyleniyordu.



       Kaybedilmesi de kazanılması kadar normal olan rövanş maçında gelen tur ise yine herşeyi toz pembe yaptı. Gelecek takıma göre yarı final, hatta final hesapları yapılmaya başlandı. Drogba-Sneijder yatırımlarının doğruluğu, turdan gelen paraların bu oyuncular için yapılan masrafları karşılayacağı söylendi. Henüz dört gün önce boş kaleye topu yuvarlayamayınca "Galatasaray'ın Golcüsü" bile olamayan Burak Yılmaz birden bire "Şampiyonlar Ligi'nin Gol Makinası" oldu. Direğe vurup geri gelen topları atarken "bitmiş" denen Hamit, top içeri dönünce "füzeci" oluyor ve kariyeri hatırlanıyordu.


       Netice itibariyle Galatasaray tur atladı ve Nisan ayının ortalarına kadar Avrupa'da isminin duyulmasını garantilemiş oldu.Muhtemel rakiplerine baktığımızda hepsinin birbirinden zorlu ekipler olduğunu görüyoruz. Ama bence asıl rakip bu sene  başımızı defalarca yakan Arena'nın zemini olacak.


       Peki bundan sonra hedef ne olmalıdır? Yarı final yada final mi? Bence kesinlikle süper lig şampiyonluğu olmalıdır. Çünkü Avrupa'da başarı; her sene oralarda olup, büyük paralar kazanıp, büyük oyuncuları rahatça kadroya katabilmek demektir. Bir taraftar olarak 12 senede bir çeyrek final görmektense, her sene gruplardan çıkmayı yeğlerim. Kısacası Avrupa'da yürüyüşümüz az olsun ama hep olsun.


CUMALİ ÖNCALIR


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder