29 Mart 2013 Cuma

Na-Milli Taraftar

   
 
      Milli takımımız, daha önce zora soktuğu Brezilya hayallerini son Macaristan maçında aldığı beraberlikle kelimenin tam anlamıyla mücizelere bıraktı. Bundan beş ay önce arka arkaya puanlar kaybedildiğinde bile  işimizin imkansız olmadığını, rakiplerin alacakları sonuçlar ve bizim sürekli kazanmamızla yolumuzun yeniden açılacağını düşünmüştüm. Aslında gruptaki diğer maçlar tamda istediğimiz gibi sonuçlandı. Ancak iki maçtan altı puan alamama sorunumuz tekrarladı ve elimize geçebilecek avantajı kaybettik.

      Şimdi grupta Hollanda'nın Macaristan'ı yenip bize yenilmesini ve Romanya-Macaristan maçının da kesinlikle berabere bitmesini bekleyeceğiz.Romanya'nın Macaristan maçını kazanması durumunda ise bizim Romanya'yı en az iki farklı yenmemiz gerekecek. Tabi bunlar gerçekleşirken bizim oynayacağımız her maçı kazanmamız gerektiğini de unutmayalım. Bu ümit ettiğimiz mucize gerçekleşse bile diğer grupların ikincilerinden daha az puan toplama ihtimalimiz de varki bu bizi en kötü ikinci yaparak eline oyuncak verilip geri alınan çocuk hissi yaşamamıza neden olabilir.

      Ancak bence milli takım ve milli takım taraftarları olarak asıl problemimiz sık sık turnuvalara katılamamak değil. Zaten ülke futbol tarihine baktığımızda iki kere Dünya Kupası'na, üç kere de Avrupa Şampiyonası'na katılmamız bu turnuvaların gediklisi olmadığımızın ve bu sonuçların bir sürpriz olmadığının kanıtı. Bence şaşırılması gereken durum, milli takımdaki oyuncu performansları üzerinden kulüpçülük oynamak. Örneğin Semih hata yaptı diye Galatsaray ve taraftarı suçlanırken, suçlanan Galatasaray taraftarının Burak'ın attığı gollerle haklı çıkmaya çalışarak Volkan'ın yediği hatalı golden ötürü Fenerbahçe'yi hedef göstermesi. Milli takımın arkasında, milli olmaktan fazlasıyla uzaklaşmış bir taraftar topluluğun olması, gidilemeyen herhangi bir turnuvanın vereceği üzüntüden çok daha fazlasını verir.

     Tribündekilerin havaya girmesinin takımımızın oynadığı futboldan çok skorla alakalı olduğu iç saha maçlarımızda, bir de bu kulüpçülük oyunları işimizi daha da zorlaştırıyor bence. Milli takım üzerinden kulüpçülük oynayanların olaya soyunma odası penceresinden bakması çok daha iyi olacaktır. O odada hatalı gol yenilip kaybedilen maçtan sonraki yaşanan hüzünü de, kazanılan bir maçtan sonra yaşanılan coşkuyu da tadan insanlar herhangi bir kulübün değil bu ülkenin çocuklarıdır.

CUMALİ ÖNCALIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder